Esenyurt Çıtır Escort

Esenyurt’un yaz akşamları her zaman başka bir havaya sahipti. Sokak lambalarının titrek ışıkları, beton binaların arasında dans ederken, hafif bir rüzgar uzaklardan mangal kokularını taşıyordu. Esenyurt Çıtır Escort Melis, 28 yaşında, sarışın, dolgun hatlarıyla dikkat çeken bir kadındı. Uzun süredir yalnızdı, ama bu akşam farklı bir şeyler hissetmişti. Havuz başındaki o apartman dairesine taşındığından beri hayatına renk katacak bir şeylerin peşindeydi. Balkonundan aşağıya baktığında, Esenyurt’un kaotik ama bir o kadar canlı sokaklarını izlerken kendini hayal kurarken buluyordu.
Bu akşam, apartmanın ortak havuz alanında bir parti vardı. Komşular toplanmış, bir yandan müzik çalıyor, bir yandan kahkahalar havada uçuşuyordu. Esenyurt Escort Melis, dolgun göğüslerini ve yuvarlak kalçalarını öne çıkaran kırmızı bikinisiyle aynada kendine baktı. “Neden olmasın?” diye düşündü. Saçlarını açık bıraktı, hafif bir parfüm sıktı ve havuz başına inmeye karar verdi.
Havuzun kenarında, suyun yansımasıyla parlayan ışıklar arasında bir adam dikkatini çekti. Adı Arda’ydı; uzun boylu, geniş omuzlu, güneşten bronzlaşmış teniyle Esenyurt’un beton ormanında bir vahşi gibi duruyordu. Melis’in ona bakışını fark ettiğinde, göz göze geldiler. Arda’nın dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. Elinde bir bardak birayla yavaşça yaklaştı.
“Burada yeni misin?” diye sordu, sesi derin ve çekiciydi. Melis, bikinisiyle kendini daha da güçlü hissederek, “Evet, birkaç hafta oldu,” dedi. Arda, gözlerini ondan ayırmadan, “Esenyurt’a hoş geldin o zaman. Burası bazen sıkıcı olabilir, ama bazen de… beklenmedik şeyler olur,” diye ekledi. Melis’in içinde bir kıvılcım çaktı. Bu adamın bakışlarında, sözlerinde bir şey vardı.
Sohbet ilerledikçe, havuzun kenarında yan yana oturdular. Melis’in bikinisi ıslak saçlarından damlayan suyla parlıyordu. Arda, ona her yaklaştığında teninden yayılan sıcaklığı hissediyordu. “Havuza girsek mi?” diye提议 etti Arda. Melis, gülümseyerek, “Neden olmasın?” dedi ve bir anda suya atladı. Suyun serinliği bedenini sararken, Arda da peşinden geldi. Su onları birbirine yaklaştırdı; dalgalar arasında elleri tesadüfen birbirine değdi. Melis’in kalbi hızlandı.
Havuzun köşesine doğru yüzdüler, kimsenin dikkatini çekmediği bir noktaya. Su, bedenlerini gizlerken, Arda’nın eli Melis’in beline kaydı. “Burada böyle bir güzellik beklemiyordum,” dedi fısıltıyla. Melis, onun dokunuşunun verdiği elektrikle titredi. “Ben de böyle bir gece beklemiyordum,” diye karşılık verdi. Arda’nın parmakları, bikinisin ipine doğru kayarken, Melis’in nefesi kesildi. Havuzun sessiz köşesinde, suyun altında bedenleri birbirine dolandı. Melis’in dolgun göğüsleri Arda’nın göğsüne değdiğinde, ikisi de daha fazla dayanamadı.
Arda, onu kendine çekti ve dudakları Melis’inkilere ulaştı. Öpücük, сначала hafif ve keşfediciydi, ama sonra tutkuyla doldu. Melis’in elleri, Arda’nın ıslak saçlarında dolaşırken, onun güçlü kolları Melis’i sıkıca sardı. Havuzun suyu bedenlerini okşarken, etraftaki parti sesleri uzak bir uğultuya dönüştü. Sanki Esenyurt’un tüm kaosu bir anlığına durmuştu.
Melis, Arda’nın boynuna küçük öpücükler kondururken, onun elleri bikinisin alt kısmına kaydı. Parmakları, Melis’in yuvarlak kalçalarını keşfederken, o da kendini bu anın büyüsüne bıraktı. “Burada olmaz,” diye fısıldadı Melis, ama sesinde bir teslimiyet vardı. Arda, gülümseyerek, “O zaman yukarı çıkalım,” dedi. Melis’in dairesine doğru ıslak adımlarla yürüdüler, asansörde bile birbirlerinden uzak duramadılar. Arda’nın dudakları Melis’in boynunda dolaşırken, asansörün kapısı açıldığında kendilerini zor ayırdılar.
Daireye girdiklerinde, Melis’in bikinisi hâlâ ıslaktı ve teni Arda’nın dokunuşlarına karşı hassaslaşmıştı. Arda, onu yavaşça koltuğa oturttu ve üzerine eğildi. Bikinisin üstünü çıkardığında, Melis’in dolgun göğüsleri özgürce ortaya çıktı. Arda, hayranlıkla bakarken, “Muhteşemsin,” diye mırıldandı. Melis’in eli, Arda’nın şortuna kaydı; onun sertliğini hissettiğinde içindeki arzu daha da alevlendi.
Arda, Melis’in göğüslerini avuçladı, dudaklarıyla onları keşfederken Melis’in inlemeleri odayı doldurdu. Esenyurt’un sıcak gecesi, bu iki bedenin birleşmesiyle daha da ısındı. Melis, Arda’yı kendine çekti ve bacaklarını onun beline doladı. Bikinisin alt kısmı da yere düştüğünde, artık hiçbir engel kalmamıştı. Arda, yavaşça Melis’in içine girerken, ikisi de aynı anda nefeslerini tuttu. Ritmik hareketlerle birbirlerine teslim oldular; her dokunuş, her öpücük daha fazla tutkuyla doluydu.
Melis’in kalçaları koltuğun kenarında yükselip alçalırken, Arda’nın elleri onları sıkıca kavradı. Esenyurt’un beton manzarası pencereden görünüyordu, ama o an ikisi de başka bir dünyada gibiydi. Melis’in inlemeleri yükselirken, Arda hızlandı. Bedenleri terle parlıyordu; su damlaları hâlâ tenlerinde iz bırakıyordu. Melis, Arda’nın omuzlarına tutunarak, “Devam et,” diye fısıldadı. Arda’nın hareketleri daha vahşi bir hal aldı, ve sonunda ikisi de aynı anda zirveye ulaştı. Nefes nefese kaldılar, birbirlerine sarılmış halde koltukta uzandılar.
Oda sessizleştiğinde, sadece Esenyurt’un sokaklarından gelen hafif bir uğultu duyuluyordu. Melis, Arda’nın göğsüne yaslanırken, “Sanırım Esenyurt’u sevmeye başladım,” dedi gülerek. Arda da ona sıkıca sarıldı ve “Ben de seni,” diye fısıldadı. Havuz başındaki o tesadüf, Esenyurt’un betonları arasında unutulmaz bir geceye dönüşmüştü.